Ne oraliyiz ne burali, ortada bir yerde saksagan yuvali! Göçmenlik deneyimi, basit bir yer degistirme eylemi olmaktan ziyade, insan yasantisinin düsünsel, duygusal ve davranissal bütünlügünde derin kopmalar yaratan travmatik bir deneyimdir. Bu baglamda kisisel göç anlatilari, göç olaylarinin fenomenolojik boyutlarini ortaya koyan essiz kaynaklardir. Göçün insani boyutlarini anlamamizi saglayan bu anlatilar hafizalari ve deneyimleriyle yeni yasam ortamlarina gelen göçmenler için hayati bir isleve sahiptir. Diger bir deyisle göç, anlatisal olarak üstesinden gelinmeye çalisilan,normalize edilen ve zamanla stratejik bir kimlik mekanizmasina, kaynagina ve disavurum aracina dönüstürülen anlatisal bir süreçtir. Bu kapsamli islevleri dolayisiyla göç anlatilari göçmen kimligi ve kültürünün yapilandirici bilesenleridir. Farkli disipliner bilgi alanlarinin kesisme noktasinda yer alan göç fenomeninin Bulgaristan Türklerinin göçmenlik deneyimleri ve anlatilari çerçevesinde fenomenolojik boyutlariyla ele alindigi bu çalisma anlati analizi, bellek, kimlik, göçmen kültürü ve folkloru çalismalarina katki saglamayi hedeflemektedir.